İşletim sistemi güvenliğinde nelere dikkat edilmeli? Apple gerçekten denildiği kadar güvenli mi? Mobil cihazların modern yapısı güvenlik alanını nasıl etkiliyor?
Uzun süredir sanal alemde dolaşan Apple ürünleri güvenlidir miti, geçtiğimiz günlerde Apple ürünlerinin çok fazla güvenlik açığının olduğunun ortaya çıkması ile ciddi bir şekilde sarsıldı. GFI güvenlik araştırma şirketinin raporlarına göre Apple’ın OS X ve iOS işletim sistemleri, günümüz itibariyle en fazla güvenlik tehdidi bulunan sistemler.
Yayınlanan bu rapor, pek çok kullanıcının inandığı Apple güvenlidir algısını yıktı. Aynı rapora göre Microsoft Windows ürünlerinin güvenlik açığı konusunda daha başarılı bir tablo çizmesi ise akıllara soru işaretleri getirdi. Bilindiği gibi güvenlik, Apple’ın yıllardır pazarlama stratejisi olarak kullandığı bir detay ve şirket bu kampanyanın uzun süre ekmeğini yedi. Windows ise geçmiş yıllarda edindiği kötü ismi, aradan geçen yıllarda yayınladığı başarılı güvenlik yamalarıyla kapatmaya çalışıyor. Bu sürecin yakın tarihteki en bilindik örneği ise Superfish adware yazılımının Windows Defender tarafından etkisiz hale getirilmesi oldu.
Bütün bu gelişmeler bizlere işletim sistemi güvenliği konu olduğunda dikkat edilmesi gereken önemli noktalar olduğunu gösteriyor. Yaşanan gelişmeler ve yayınlanan raporlar açıkça gösteriyor ki, güvenlik konusunun marka güveniyle korunduğu günler artık geride kaldı. Öncelikle artık Apple güvenli, Windows güvenlik konusunda zayıf mitini bir kenara atmak gerekiyor. Microsoft’un güvenlik konusunda yaptığı önemli atılımlar ve buna karşın Apple’ın son güvenlik raporlarının yayınlanmasına bile itiraz etmesi gösteriyor ki, işletim sistemi güvenliğinde taraflar yer değiştirmeye başlıyor.
Elbette Windows’un geniş kullanıcı kitlesi sebebiyle pek çok malware, adware, virüs ve trojan öncelikli olarak Windows platformu için yazılacak ve Windows’un güvenlik açıklarından faydalanılacak. Ancak gelişen mobil pazar ve Linux/OS X işletim sistemlerinin yaygınlaşması, bu sistemlerin de ilerleyen zamanlarda Windows’un kaderine uğrayabileceğini gösteriyor. Mesela şu an mobil pazarda en yaygın şekilde kullanılan Android, en çok malware ve virüse maruz kalan platform olarak karşımıza çıkıyor. Bunun karşısında kapalı sistemi nedeniyle daha güçlü koruma sağlayan iOSmevcut. Oldukça düşük pazar payına sahip olan Windows Phone ise güvenlik açısından sıfır riskin olduğu tek işletim sistemi.
İşletim sistemleri ekosisteminde mobil ve standart sistemleri ayıran en önemli unsur ise mimari. Son 5 yılda yaygınlaşan akıllı telefon ve tablet pazarı oldukça yeni mimarilere sahip ve bu sayede geliştiriciler güvenlik işini daha sağlama alabiliyor. Buna karşın Windows gibi sistemler, geriye dönük uyumluluk için hiçbir zaman radikal bir değişikliğe gidemiyor.
Bütün bu gelişmeler ışığında en güvenli işletim sistemine karar vermek oldukça zor. Son raporlar Windows’ta daha az açık olduğunu gösteriyor, ancak Windows’un geniş kullanıcı kitlesi yüzünden hiçbir zaman hackerlar tarafından rahat bırakılmayacağını biliyoruz. Öte yandan Apple işletim sistemleri iOS ve OS X’in de sanıldığı kadar güvenli olmadığı ortaya çıktı.
Sonuç olarak günümüz şartlarında bir işletim sisteminin standart kullanıcıların güvenlik ihtiyacını karşılayabilmesi için düzenli aralıklarla güncellenmesi gerekiyor. Düzenli olarak güncellendiği takdirde OS X ve Windows sistemleri, standart kullanıcıların güvenlik ihtiyacını kapatabilecek bir yapıya sahip. Tabii bu noktada kullanıcının dikkatli olması da çok önemli. Apple ve Microsoft her ne kadar güvenlik açıklarını yamasa da, kullanıcı dikkatli olmadığı sürece zararlı yazılımlar mutlaka bilgisayara bulaşmanın yollarını bulacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder